HER ŞEYE RAĞMEN ADI BURSASPOR!

Büyük başarıların sonrasında başlayan yeni bir dönem her zaman çok zordur. Alimpijeviç sonrasında takımın başına geçen koç Zvdoc’un da zorlanması bekleniyordu ama herhalde kendisi dahil henüz Kasım gelmeden bu kadar büyük bir tokat yiyeceğini düşünmüyordu.

Lakin gelinen süreci şöyle geniş bir pencereden bakarsak, bana çok da sürpriz gelmiyor.

Şöyle ki; Bursaspor İnfo Yatırım, geçtiğimiz yıllarda arkasına Bursa’nın değerli markası ve Uludağ İçecek’i almış, Kızıl Ailesinin desteği ile değil Süper Lig, Eurocup’ı domine etti ve Eurocup finalisti ünvanını kazanmayı başardı. Yeşil beyazlılar adında “görece sürpriz” sponsor krizi sonrası yaprak dökümü ile geçtiğimiz yazı en zor geçiren Süper Lig ekibi haline geldi. 

Ligin başında, daha hazırlık maçları oynanırken Sahadaki görüntü de hoş değildi. Bir anda açıklanan 4-5 yeni yabancı transferi ardından herkes Bursaspor İnfo Yatırımın korkutucu bir takım olacağını düşünse de o hayal edilen yabancı gücü maalesef bugüne kadar Beşiktaş Emlakjet maçı hariç, sahada hiç verimli olamadı. Bu nedense biraz unutuluyor.

Dolayısıyla Koç Zvdoc takımın başına geçtiği zaman kendisini yeni oluşturulmuş ve bütçe olarak oldukça kısıtlı, özellikle uzun rotasyonu problemli olduğu ve takımın ana karar vericileri olan oyuncuları kaybettiği bir ortamda buldu. Üstüne üstlük onun başka takımlarda oynattığı ve başarılı olduğu basketbola da uzak bir kadroyla karşı karşıya kaldı.

Böylesine bir ortamda koçun bir anda her şeyi tozpembe durumuna getirmesini beklemek bence biraz hayalcilikti. Özellikle de uzun rotasyonunun halini düşününce! Lakin sonuçta kimse de koç Zvdoc’a cenneti vadetmedi. Dolayısıyla şu ana kadar yaşanan süreci sadece koç Zvdoc’un zorlukları üzerinden açıklamak da doğru değil.

Taze ilişkilerin hepsinde önemli olan güvendir. Uludağ İçecek sponsorluğu döneminde kötü geçen bir dönemde bile o güven vardı. Şimdi mevcut sponsorun profesyonel bakış açısı ile sadece anlaşmasındaki yardım dışında bir yardımı olamayacağı biliniyor. Tüm yük Başkan Sezer Sezgin’in omuzlarında duruyor. Yeni sponsor ile şehir arasında o alışılan bağ haliyle kurulmadı. Üstüne üstlük kurulmayan bağ bu güvensizlik ortamında zarar da gördü. 

“TAKIM NE YAPACAĞINI BİLMİYOR!”

Saha içine bakalım: Orada tam bir kaos var. Kendi evinde seyirci desteği ile ısıran, koşan ve mücadele eden takım deplasmanda adeta yokları oynuyor. 

Kaybettiği ya da kazandığı maçlar fark etmeksizin; Bursaspor İnfo Yatırımı izlerken sahada bir ahenk bozukluğu rahatlıkla hissediliyor. Kimsenin rolü oturmuş durumda değil. Üstelik bana sorarsanız; Enes, Ömer ve Metin haricinde sahada kimse ne yapabileceğini, takıma ne verebileceğini bilmiyor. Mesela takımın en önemli transferi Jordan Floyd, sahada kafası kesik tavuk gibi dolaşıyor. Ondan beklenen takımın atıcılarını yönlendirmesi ve top dağılımı hazırlaması ama Floyd, genellikle topu Ömer’e teslim edip, üç sayı çizgisinin arkasından bekliyor ya da bireysel bir oyun tarzı ile oynamaya çalışıyor.

En büyük sıkıntı ise uzun rotasyonunda! Yerli bir 5 numara beklentisini maliyeti nedeniyle, müzmin sakat Semih Erden ile düzeltmeye çalışınca buradan da verim alamayan Bursaspor, 5 numarada çok ciddi sorun yaşamaktadır. 

Yaz döneminden beri koç Zvdoc, açıklamalarında oyuncularla ilişkisini güçlendirmeye çalıştığını hep söyledi ama söylem ile sahadaki ilişki arasında tutarsızlık var. Açık bir şekilde takım şu anda ne yapacağını bilmiyor. Bana sorarsanız; koçun bu noktada radikal hamleler yapması gerekiyor. Gerekirse rotasyonu daraltıp kendi inandığı basketbolu sahada uygulayacak oyuncuları tercih etmesi gerekiyor. Zamana bırakmak bu noktada doğru bir hareket olmaz çünkü oyuncuların, vücut dili her gün giderek daha fazla bozuluyor. Koçun kendine inanması ve eline geçen fırsatı kendi yoluyla çizmesi lazım.

Bu sene yapılan en kritik hata, Şampiyonlar Ligine katılmak oldu kanaatindeyim. Zaten bütçe olarak zorlanan Bursaspor İnfo Yatırım, hem bu ligin maliyeti noktasında hem de kadro sıkıntısı yaşarken, bu oyuncuları verimli kullanma noktasında en büyük yönetsel hatayı bu lige katılarak vermiştir. 

Türkiye Sigorta Basketbol Ligi son senelerde Avrupa’nın en zor liglerinden biri haline gelmiştir. Bu ligde kalabilmek için bütçeleri biraz zorlamak gerekir hale gelmiştir. 

Biz şimdiden uyaralım, eğer zor günler için ayrılmış bir bütçe varsa bu aralar bunu harcamaktan çekinmeyin. Zira sonra bunun için çok geç kalmış olunacak. 

Sadece iç saha performansı ile bu ligin sonunu gönül rahatlığı ile göremeyiz.