ENVER, HASAN, KUBİLAY, LAY, LAY, LAY!

Bursaspor’da ciddi derecede özgüven eksikliği var!

Devamlı, “Bu çocuklar aslında şöyle, böyle, bir oynasalar şampiyon olurlar” gibi sözler sarf ettik.

Ama bakıyorum maalesef olmuyor!

Bu çocukların kapasitesi çok düşük.

Herkesin umudu sezonun ilk yarısındaki Ankaraspor ve Esenler Erokspor maçlarında sergilenen oyundu!

‘Bu performansı ortaya koyan oyuncular isteseler neler neler yaparlar’ dedik…

Ama olmuyor, olmuyor, olmuyor.

Geçtiğimiz günlerde ‘Haydi Kadınlar Maça’ organizasyonunda koyduğumuz videonun altına gelen en çok yorum, “Bu oyuncuların yüzü hiç gülmez mi?” şeklindeydi.

Şu andaki tablonun en suçsuz kişileri olan futbolcular da maalesef bir gayret ortaya koyamıyor.

Genç futbolcuların iyi niyetinden asla şüphe etmiyorum ancak bu futbol kafasıyla galip gelme olasılıkları çok düşük.

Bursaspor’un an itibariyle en büyük sıkıntısı; ‘Kabullenmişlik’ olduğunu düşünüyorum.

Dün belki Filbox’ın azizliğine uğrayıp maçı izleyemediniz ama ilk yarıda Bursaspor, 11 maçta yalnızca 1 galibiyet alan rakibine karşı hiçbir varlık gösteremedi.

Sadece maçın son 30 dakikasında doldur boşaltlarla rakip kaleyi yokladı, takımın golcü oyuncusu diye bilinen Berat Altındiş’in yakaladığı iki net pozisyon da bozuk para gibi harcandı!

‘Ah be Berat’ demekten başka şansımızın da olmaması bizi çaresizliğin en dibine sürüklüyor.

Neredeyse her maçta bir tane de olsa tecrübeli isim aradık takımda.

Enver Cenk Şahin, Hasan Ayaroğlu ve Kubilay Sönmez neden satılmasın veya takımda kalsın dediğimizi şimdi anlıyor musunuz?

Böyle futbol aklı mı olur? Birazcık futbol bilgisi olan insanlar, o isimlerle yollar ayrıldıktan sonra, “Biz şimdiden küme düştük” demedi mi?

E o günlerde bu takımla ilgili futbol bilgisi sıfır olan isimlerin söylemlerine inanıp, ‘Küme düşeriz’ diyenlere kötü sözler söyleyenler nerede?

3 yaşındaki çocuğa, ‘Geçen sezon son maçta ligde kalan takımdan 3 tecrübeli ismi gönderirsen ne olur?’ diye sorsan o çocuk, ‘Benle dalga mı geçiyorsun?’ der, cevap verme gereksinimi bile duymaz.

O çocuğa bir de şeyi de söylemek lazım, ‘O çocuklara maaşlarını da ödemeyeceksin, başındaki teknik adamlarını da 3-4 kez değiştireceksin!’

Ne güzel dünya demi? Sonra da Bursaspor’dan başarı bekleyeceksin.

Ben bu durumu rüyamda görsem, rüyada olduğumu anlar kendimi cimcikler uyanırdım. O kadar net her şey!

Bir garip olay da bu zamana kadar takımın iyi olduğunu iddia edenler, Sinan Bür başkanlığı ile takımdaki futbolcuları en çok eleştiren kişiler oldu!

Güler misin, ağlar mısın?

Bursaspor, %99 ihtimalle küme düşecek gibi duruyor. Bu küme düşme muhabbetini ligin başında dile getiren nadir insanlardan birisiydim. Az önce söylediğim gibi o günlerde tepki gösterenler, bugünlerde hiç onları söylememiş gibi davranıyor, üstüne de tam tersine laflar söylüyorlar.

Bursasporda Bugün ve Barış Yalım olarak geriye kalan %1’lik ihtimali kovalıyoruz.

12 puanımız var, ligin son sırasındayız!

Ateş hattının üstü 20 puan barajına ulaştı. 8 puan fark ve arada bir sürü takım…

Bursaspor’da henüz her şey bitmedi ama imkansıza doğru da emin adımlarla ilerliyor yeşil-beyazlılar…

Son şans Beyoğlu Yeni Çarşı maçı!

Kazandık, kazandık… 

Taraftarın cezası sona erdi. Bu maça 20 binin üzerinde taraftarın gelip, en azından takımla helalleşmesi lazım.

Viraj iyice keskinleşti. İstanbul ekibine karşı mevcut kadronun en iyi mücadeleyi sahaya yansıtması, taraftarın da sanki rakip Real Madrid’miş gibi tezahürat yapması lazım.

Bu maçın da Cumartesi’den Pazar’a alınması gündemde. O iş çözüldüğü anda biletler de uygun fiyata satışa çıkacak. İnşallah her şey beklediğimiz gibi olur ve bir umut ışığı yanar.