BURSASPOR'UN DEĞİŞMEYEN KADERİ!

Gördüğünü mü yazsan, duyduğuna mı inansan...

Ligin dibinde macera peşinde koşmaya devam eden Bursaspor için, çantada keklik görülen deplasman neredeyse kabusla bitti.

Neredeyse diyorum zira, puanın da kurtardığı büyük ayıp var.

Ev sahibi takımı küçümsediğimizden değil de, hiç olmazsa verdiği mücadeleyi önemsediğimizden yazalım.

Öncelikle;

Skoru 2-0'a getirdikten sonra geriye düşen takım için bütün yükü kulübeye yüklemek hata olur. Son maçlarda ciddiyetten uzak oynayanları es geçmeyelim.

Neticede takımı teknik heyet hazırlasa da bu oyuncular dün gelip bu takıma başlamadılar. Tarsus ekibinin yaş ortalamasına ve mücadelesine bakınca kıyaslama yapmak da Vakıfköy'ü ayıp olur.

Şunu da gördük,

Bursaspor'da son müsabakalarda 'formam nasılsa garanti' havasında sahaya çıkan bazı oyuncular ve sorumluluktan kaçanlar, takımın resmen kaderiyle oynuyor.

Hoca veya teknik ekiple arasında sorun olabilir, bunlar aile içerisinde çözülecek sorunlardır. Bunları sahaya taşımak takıma ihanettir.

Ertekin'in maç sonu diyaloğu ve müsabaka içerisinde yaşananlarla ilgili 'işin zıvanadan çıktığı' desek heralde yanlış olmaz.

Hoca da belli ki bir şeyleri hissetmiş, günler öncesinden başlayan bir durum ortaya çıkmış.

Yani;

Bursaspor U19'un düşmesiyle aynı gün yaşananları bir araya getirirsek olan Bursaspor'a olmuş.

Bursaspor'un değişmeyen kaderi yani…

Bundan sonrası için en mantıklısı, oyuncuları forma rekabetin sokacak, futbolcuların forma kapmak için gözünün içine bakacağı ve de yıpranmamış bir ismin takımın başına geçmesi görünüyor.

Deyimi yerindeyse; hem günü hem de geleceği kurtaracak ve de oyuncuların da üzerine olacak bir teknik adamla yola devam edilmesi gerekiyor.

Zira Bursaspor, rahat bitireceği bir sezonu son iki maçtaki 5 puan kaybı nedeniyle felakete doğru sürükleniyor.